Bütünsellik
March 19, 2022
Bir sene önce kaleme aldığım, yazılım ve yoga dünyasındaki tecrübelerimi harmanladığım, ve buradan bir yere varabileceğini düşünerek sosyal medyada yayınladığım yazımı tekrar gözden geçirdim ve bu post`u sizlerle paylaşıyorum. Yazının orjinal versiyonu ile instagram sosyal medya hesabımda karşılaşabilirsiniz. Bu yazı o zamanlarki dışa vurumlarımın korunarak daha toparlanmış, konular arasındaki geçişler zenginleştirilmiş bir versiyon olduğunu söyleyebilirim.
Yazılım sektöründe aktif olarak devam ettirdiğim kariyer hayatımdaki tecrübelerime dayanarak ve aynı zamanda bir yoga eğitmeni olarak; yoganın hayatın diğer tüm alanları gibi yazılım sektöründeki süreçlerde de kendisini barındırdığını yakından gözlemleyebiliyorum. Konunun post’umda şuan için detaylarına giremeyeceğim kadar geniş kapsamlı bir konu olduğunu belirtmeliyim. Şuan için yazılım sektörü ve yoganın ilk kesişim kümesi olarak bir başlık atabilirim: bütünsellik
Peki Yoga nedir ? #
Yazılım dünyasına hakim olanlar için Yoga ile yazılımın kesişim kümesini bulmak gibi bir amacım varmış gibi görünmesi çok normal, kısmen yanlış da sayılmaz. Ancak bu bir amaç değil, yoga ile her şey ile bütünleşebilir. Kesişim kümesi yoktur. Yoga zaten bütünseldir.
Yoga algısını günümüzde yaygın olarak bilindiği haliyle, fiziksel beden üzerinde çalışılan pratiklerden oluşan ve Raja Yoga
nın 8 kolundan sadece 1 tanesi olan Asana
lardan ibaret olduğu algısının üzerine çıkacak bir tanımlamayla genişletebiliriz. Yoga birleşme, bütünleşme demektir. Hayatın bütünselliğini koruma, her bir parçayı birbirinden ayrı tutmadan bir araya getirebilme pratiğidir. Asanalar ile bedeni bir bütün tutma çabası sadece fiziksel karşılığıdır.
Bütünsellik ve yazılım #
Yazının başında ifade etmeye çalıştığım üzere tek bir yazı altında tam bir bütünü ifade eden Yoga ile kocaman bir yazılım sektörünün ilişkisini tek bir metinde özetlemek, idrak edileni edebiyata çevirmek mümkün değil. Ancak Yoganın temelinde yer alan ve yazılım sektörü için önemli bir konu başlığı olduğunu düşündüğüm bütünsellik
kavramı üzerine edebiyat parçalayarak başlayabiliriz bu sonsuzluğu anlatmaya. Ne demişler “Sen bir yerinden başla, devamı gelir”.
Genellikle proje geliştirme süreçlerimizde sistemi en küçük yapı taşına ayırırken bir birinden kopartırız. Standalone
denilen yapıda bağımsız çalışan modüller kurmaya özen gösteririz. Bu bölünmeye gerek parçanın üzerine geliştirme yapılmasını kolaylaştırması, gerekse deployment
sürecini özel ve daha kolay yönetilebilir olması gibi mantıklı sebeplerle ihtiyaç duyarız.
Ancak bunu yaparken bu yapıları kuran, geliştiren ekipleri, hatta ekip içindeki bireyleri dahi birbirinden koparma eğilimi gösterebiliyoruz. Bu da genellikle birbirinden kopuk ürünlerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Son yıllardaki pair programming
, team work
gibi başlıkların ön plana çıkma sebebi de bu kopukluğu minimize etme ihtiyacıdır.
Beden ve sistemler #
Aynı bedenimiz gibi, kendi düzenine sahip çoklu sistemlerden ve alt parçalarından oluşan tek bir organizmadır bir yazılım projesi. Ve bütün olarak hareket etmesi gerekmektedir.
Beden örneğini biraz daha benzetecek olursak; her hangi bir sistemdeki her hangi bir parçanın hasar görmesi tüm bedeni etkiler ve bu yüzden beden sistemler arası iletişimi sağlayan sinir sistemine sahiptir ki hasardan tüm sistemler haberdar olsun ve bütünün devamını sağlayacak şekilde eylemlerini gerçekleştirsin. Daha makro düzeye çıkmak istiyorsak yaşadığımız ortam, şehir, ülke, dünya, galaksi, ve evren hepsi başlı başına bir sistemdir, bir bütüne hizmet eder.
Bütünsel yazılım anlayışı #
Bir bütün olarak geliştirebilmek, bütün olarak adım atabilmek için ayrı görevler gerçekleştirmek üzere ayrılan her yapının aslında bütünün bir parçası olduğu anlayışından uzak olmamalı ve en ufak yapıyı geliştirirken bile bütünü görebilmeli, bütünden uzaklaşmamalıyız. Bütünden haberimiz olmadığı, yakın bir sistemin her hangi bir parçasındaki hasar hakkında mesajlar alamadığımız sürece, geliştirdiğimiz yazılımın faydası olmayacaktır.
Aynı hepimizin özünün bir olduğu gibi, oluşturduğumuz yapılar da birbirleriyle aynı özü taşır. Bu kavramın bilinciyle büyük resme hakim olarak geliştirilen en ufak yapı kendi içinde bütünü taşır. Böylece hem geliştirme sürecindeki sancıları doğal olarak minimize eder, hem ürünün olabilecek en hızlı şekilde deliver
edilmesini sağlar, hem de çıkan işin kalitesini artırır.
Böylece kişilerin dahi bireysel olarak yaptıkları işe olan inançları kuvvetlenir, kendilerine saygıları artar, takım olarak kazanılan başarı bireysele yansır. Ne de olsa her öz bütünün bir yansımasıdır.
Namaste.